21 Şubat 2014 Cuma

Dijital Çağda Eğitim


            İnsanlık çok uzun zamandan beri tarımla uğraşmaktadır. Zaman ilerledikçe toplumlarda tarımın önemi git gide azalmaktadır. Sanayi devriminden sonra bu azalma daha da hızlanmıştır ve toplumların çoğu sanayi toplumu olmaya başlamıştır. Sanayi devrimine çabuk ayak uyduran toplumların gelişmişlikleri artmıştır. Çünkü sanayileşen toplumların bilgi düzeyleri daha hızlı şekilde artarak teknolojiye daha kolay ulaşmış ve ayak uydurmuşlardır. Sanayileşmenin getirdiği teknoloji bilgiye daha kolay ve daha doğru şekilde ulaşmayı sağlar. Dolayısıyla teknolojinin düzeyi o toplumdaki eğitim seviyesini belirler.


            Bizim toplumumuzda ise teknolojik faaliyetler daha yakından takip edilmeye başlandığı anda eğitim seviyesinde de büyük bir artış yaşandı. Fakat hala eğitimde yetersizlikler olduğu kanaatindeyim. Tabi eğitimde yetersizliklerin olması ekonomik nedenlere de bağlanabilir. Ya da devletin yeterince bütçe ayırmamasından . Hala devletin bazı okullarından bilgisayar sınıfları oluşturulmamış. Bilgisayar çağımızda bilgiye ulaşmanın en önemli yoludur. Öncelikle bu ihtiyaçların giderilmesi gereklidir. Ayrıca bizim eğitim sistemimizde, bir okulda sınıflara düşen öğrenci sayısı oldukça fazla. Bu fazlalık sınıf düzeninin bozulmasını sağlıyor. Bilginin doğru şekilde alınabilmesi için sınıfta bir düzen ortamı olmalıdır. Maalesef sınıftaki öğrenci sayısının fazlalığı uygun ders ortamlarının bozulmasını sağlıyor. Öğrenciler bilgileri almakta zorlanıyor ya da almak istemiyor. Bazı öğrencilerde okumak istemiyor. Ama ailelerimiz hep okumamızı ister ya. Bu nedenle çocuk okula gelmeye mecbur kalıyor. Bu ülkenin ara elemanlara da ihtiyacı var. Öncelikle okumak istemeyen öğrencilere yapmak istedikleri meslekler hakkında kurslar verilmeli. Bu nedenle ülkemizde mesleki eğitim kurumlarının artması gereklidir. Ya da bu öğrenciler okurken de bu eğitim kurumlarına giderek bu kurslardan yararlanabilmelidir. Öğrencilerin sürekli bir şekilde gelişimi sağlanmalıdır. Böylece birey bu kurslarda hayata dair deneyim kazanacaklardır. Yaşayarak öğrenen gençlerimiz, hem kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak, hem de bilinçli birer vatandaş haline gelmeleri sağlanacaktır. Bu kurslara giden öğrencilerde daha geniş bir bakış açısı oluşacaktır.


Orta öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerimize, bilinçli bir şekilde mesleklerini seçmeleri için danışmanlar olmalıdır. Eğitimine devam etmek istemeyen öğrencilerin ne yapmaları gerektikleri anlatılmalı, bu konuda bilgilendirilmelidirler. Eğitimine devam etmek isteyen öğrencilere, yüksek öğretimlerinde ne okumak istedikleriyle ilgili yönlendirmeler yapılmalı ve öğrencinin en doğru seçimi yapması hedeflenmelidir. Ayrıca okulunu bitirmiş öğrencilerimize mesleklerine ilk adımlarını atma konusunda yardım edilmeli, her öğrenciye okulunu devam ettirdiği süre içerisinde, yapacağı mesleklerle ilgili stajlar ayarlanarak, o öğrencinin meslek hayatına ön bilgisi oluşturulmalıdır. İhtiyaç olmayan bölümlerde öğrenciler okutulmamalıdır. Bu bölümlerin bir süreliğine kapatılması en doğrusudur. Yani yükseköğretimlere öğrenciler iş imkanı doğrultusunda alınmalıdır ki işsizlik en az seviyeye indirilsin.


            Milli Eğitim Bakanlıklarına yönelik düzenlemeler getirilmelidir. Bu kurum hükümetten bağımsız hale gelmelidir. İktidar her değiştiğinde değişikliklerin yaşanmaması için bunun yapılması gereklidir. Bu değişiklikler alışıldık düzeni değiştirdiği için her seferinde eğitime zarar veriyor. Artık eğitimde belli bir seviyeye gelinip o kuralların oturtulması gerekir. Değişiklikler kişiye göre değil, topluma göre yapılmalıdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder